بسم الله الرحمنِ الرحيم

RESUL GELİNCE NE OLUR?

(Bakara 2/87)

(أَوَكُلَّمَا جَاءَكُمْ رَسُولٌ بِمَا لَا تَهْوَىٰ أَنْفُسُكُمُ)

efekullemâ câekum rasûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumu

“HER NE ZAMAN BİR RESUL, NEFİSLERİNİN HOŞLANMADIĞI İLE GELİNCE …”

Resul gelince ne olur?

Resul gelince ilk olarak ona inandığını iddia edenler hayal kırıklığına uğrar.

  • Çünkü resul, her türlü herzeyle oluşturulmuş bir literatür kullanmaz.
  • Çünkü resul, örümcek kafalıların oluşturduğu ıstılahı kullanmaz.
  • Çünkü resul, aynı kelimeleri onların dünyalarındaki anlamlara göre kullanmaz.
  • Çünkü resul, “lisan” denilince ses çıkarmanın akla geldiği bir dil kullanmaz.
  • Çünkü resul, “kelime” denilince vaz’ını ahmakların yaptığı bir anlam kullanmaz.
  • Çünkü resul, insanların ilkesizce değer verdiği değerleri değer olarak kullanmaz.

Bu yüzden resul bekleyenler resul geldiğince HAYAL KIRIKLIĞINA duçar olurlar çünkü Allah onların kendi kafalarına göre anlam yükleyip bekledikleri resulü değil, İbrahim milletinden olan resulü gönderir.

Tıpkı bunun gibi, Kitab’a iman ettiğini söyleyenler, Kitab’ın ‘kitap’ olmasından dolayı hayal kırıklığına uğrarlar.

Tıpkı bunun gibi, kıraati Kur’an yerine koyanlar, Kur’an’ın noktasız ve harekesiz oluşundan hayal kırıklığına uğrarlar.

Tıpkı bunun gibi, dinin rivayetsiz olamayacağına inananlar, “SADECE KUR’AN” hakikatinden dolayı hayal kırıklığına uğrarlar.

Yüzyıllarca kitap biriktirenler, tek bir kitapla kurdukları kitap kulelerinin yerle bir oluşundan hayal kırıklığına uğrarlar.

Resuller BİLİNMEYEN ile gelmezler, aksine herkesin bildiği ama bidlikleri halde kendi müktesebatlarından dolayı görmezden geldikleri HAKİKAT ile gelirler.

İnsanlığın EVVELİ İSLAM’dır. Şirk, küfür, nifak, fısk, fesad vs. sonradan, insanlar tarafından icat edilmiş yani yaratılmışlardır. Evet, insan da yaratabilir ama tek bir şeyi: YALANI.

İnsanların tüm resul beklentileri ve şimdilerde yani günümüzdeki hakikat beklentileri YALIN KAT hakikat değildir. Şirke, Küfre, Fısk’a, Fucur’a YANİ BÂTILA BULANMIŞ HAKİKATİ ararlar insanlar, Hakikat olan Hakikatın yanından geçip giderek üstelik.

(Yûsuf 12/105)

وَكَاَيِّنْ مِنْ اٰيَةٍ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ يَمُرُّونَ عَلَيْهَا وَهُمْ عَنْهَا مُعْرِضُونَ

Vekeeyyin min âyetin fî-ssemâvâti vel-ardi yemurrûne ‘aleyhâ vehum ‘anhâ mu’ridûn(e)

Kusursuzluk sadece Âlemlerin Rabbi Allah’ın olabileceği bir şeydir.

الحمد لله رب العلمين

Önerilen İçerikler