بسم الله الرحمنِ الرحيم

DOST GÖRÜNÜP GELENLER

(Nisâ 4/81)

وَيَقُولُونَ طَاعَةٌۘ فَاِذَا بَرَزُوا مِنْ عِنْدِكَ بَيَّتَ طَٓائِفَةٌ مِنْهُمْ غَيْرَ الَّذ۪ي تَقُولُۜ وَاللّٰهُ يَكْتُبُ مَا يُبَيِّتُونَۚ فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَك۪يلًا 

Veyekûlûne tâ’atun fe-iżâ berazû min ‘indike beyyete tâ-ifetun minhum ġayra-lleżî tekûl(u) va(A)llâhu yektubu mâ yubeyyitûn(e) fea’rid ‘anhum vetevekkel ‘ala(A)llâh(i) vekefâ bi(A)llâhi vekîlâ(n)

Ali Bulaç Meali ‘Tamam-kabul’ derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Ali Fikri Yavuz Meali – Huzurunda münafıklar: “- Baş üstüne, işimiz itaattir” derler. Sonra da yanından çıktıklarında içlerinden bir kısmı, dediklerine aykırı olarak geceleyin söz uydururlar. Allah onların kurup yaptıkları tezviratı yazıyor. Onun için sen, yüzlerine vurma, onlardan vazgeç ve Allah’a güvenip dayan. Allah vekil olarak yeter.

Bahaeddin Sağlam Meali – “Kabul ettik” derler. Senin yanından çıktıkları zaman, onlardan bir tayfa, dediklerinin tersini kurarlar. Hâlbuki Allah, onların kalplerinde kurduklarını yazıyordur. Artık onlardan vazgeç, Allah’a tevekkül et ve (bil ki) koruyucu sahip olarak Allah yeter.

Diyanet İşleri Meali (Yeni) – Sana “baş üstüne” derler. Fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin; (senin gündüz) söylediklerinin aksini kurarlar. Allah, onların geceleyin kurduklarını yazmaktadır. Sen onlara aldırma. Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Mehmet Okuyan Meali – (Münafıklar) “Başüstüne!” derler. Yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazmaktadır. Sen onlardan yüz çevir (aldırma) ve Allah’a güven! [Vekil] (güven kaynağı) olarak Allah yeter.

Mustafa İslamoğlu Meali – (İkiyüzlüler) “Baş üstüne!” derler, ama yanından uzaklaştıklarında, içlerinden bir güruh gece boyunca senin yanında dile getirdiğinden farklı işler çevirirler. Ama Allah onların gece karanlığında çevirdikleri işleri kaydetmektedir. Şu hâlde işine bak ve Allah’a dayan; zira dayanak olarak Allah yeter.

Ayete verilen mealler bu şekildedir. Ayette iki defa fiil olarak geçen ‘BEYYETE’ kelimesine kimisi “gizlice” manası vermiş, kimisi ise “gece boyunca” manası vermiş. Her ikisini de göz önüne aldığımızda bu meallere göre ayette ne demek isteniyor acaba?

Sözü söylenenden farklı şekle çevirdikten sonra bunun gece yapılması ile gündüz yapılması arasında bir fark mı vardır ki “gece boyunca” deniliyor? Gündüz yapılanlar kapsama dışında mı?

Sadece bir tek kelimenin sözlük manasını doğru tercih etmemek zincirleme bir reaksiyon şeklinde pasajın tepetaklak bir mana ifade etmesine sebep oluyor.

Bu ayetten bir önceki ayet şudur:

(Nisâ 4/80)

مَنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ اَطَاعَ اللّٰهَۚ وَمَنْ تَوَلّٰى فَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَف۪يظًاۜ

Men yuti’i-rrasûle fekad etâ’a(A)llâh(e) vemen tevellâ femâ erselnâke ‘aleyhim hafîzâ(n)

Ali Bulaç Meali – Kim Resûl’e itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse (bilsin ki), Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik.

Diyanet Vakfı Meali – Kim Resûl’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik!

Mehmet Okuyan Meali – Kim Elçi’ye itaat ederse elbette Allah’a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, biz seni onların üzerine bekçi göndermedik.

Diğer meallerin tamamı ayette geçen مَنْ تَوَلّٰى (men tevellâ) ifadesine tıpkı bu meallerdeki gibi “KİM YÜZ ÇEVİRİRSE” manası vermişlerdir. ‘Tevalla’ kelimesi hem “yönelmek” hem “arkasını dönmek” manalarına gelebilen bir kelimedir.

Mesela, şu ayette tam tersi manada kullanılmıştır:

(Mâide 5/56)

وَمَنْ يَتَوَلَّ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا فَاِنَّ حِزْبَ اللّٰهِ هُمُ الْغَالِبُونَ۟

Vemen yetevella(A)llâhe verasûlehu velleżîne âmenû fe-inne hizba(A)llâhi humu-lġâlibûn(e)

Kim Allah’ı, Resulünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah’ın tarafını tutanlardır.

Yani ‘TEVELLA’ kelimesi hem “birini dost edinmek, birine yönelmek, birinden tarafa gitmek” manasına gelmektedir hem de “birine sırtını dönmek, yüz çevirmek” manasına gelmektedir.

Şimdi buna göre mesela M. Okuyan, ifadenin manasını “yüz çevirmek” olarak almış ve şu manayı vermiş:

Mehmet Okuyan Meali – Kim Elçi’ye itaat ederse elbette Allah’a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, biz seni onların üzerine bekçi göndermedik.

“YÜZ ÇEVİRENE GELİNCE BİZ SENİ ONLARIN (yüz çevirenlerin) ÜZERİNE BEKÇİ GÖNDERMEDİK…”

Peki, soralım: Allah resulü yüz çevirenlerin üzerine bekçi değil, tamam bunu anladık, peki yüz çevirmeyenlerin, kendisine iman ettiğini söyleyenlerin, “Biz senin ardından geliyoruz, biz sana itaat ederiz.” diyenlerin üzerine bekçi midir?

Bu ayetin içinde geçtiği pasaj “yüz çevirip gidenlerden” bahsetmiyor, “Kur’an okumayanlardan” bahsetmiyor, “resule itaat etmeyenlerden” bahsetmiyor, “resule kulak vermeyenlerden” bahsetmiyor; tam tersi “resule iman ettiğini söyleyenlerden” bahsediyor. “Yüz çevirip gidenden” değil, “DOST GÖRÜNÜP GELENLERDEN” BAHSEDİYOR.

Kusursuzluk sadece Âlemlerin Rabbi Allah’ın olabileceği bir şeydir.

الحمد لله رب العلمين

Önerilen İçerikler